Kapak Fotoğrafı: Mustafa Cambaz
Topkapı’dan Eminönü istikametine doğru giden tramvaydan Sultanahmet Durağında inip aşağı doğru yürüdüğümüzde tüm ihtişamıyla Ayasofya Camisi çıkar karşımıza. Camiyi solumuza alıp yürümeye devam ettiğimizde ilk soldan dönüp biraz ilerleyince birden karşımızda 1299 ile 1923 yıllarında 624 sene hüküm süren Osmanlı Devleti’nin yönetim binası olan muhteşem Topkapı Sarayı’nı görürüz. Sarayın önündeki III. Ahmet Çeşmesi ve Sebili ise tüm cazibesi ile sarayın önünde sizi karşılayarak sanki “hoş geldiniz” der gibidir. Bu müthiş görsel güzelliği inceleyip Topkapı Sarayı’nın heybetli ve ihtişamlı kapısından içeri gireriz. Sarayın tüm avlu ve bölümleri müşahede edilerek devam edildiğinde kendimizi dördüncü ve en içteki avlu kapısında buluruz.
Topkapı Sarayı’nın dördüncü avlu kapısından girdiğimizde karşımızda eskiden Hekimbaşı binası olan bina çarpar gözümüze. Buranın aşağısı önceden lale bahçesi imiş. Sol tarafta ise köşklerle İftariye Kameriyesi görülür. Kapıdan başımızı sağ tarafa çevirdiğimizde tüm sadeliği ve güzelliğiyle Sofa Camisi ve kitabesini görürüz. Cami ne kadar sade ve güzelse kitabe de bir o kadar sade ve güzeldir. Osmanlı hat sanatlarından beni her gördüğümde mest eden ve ruhumu dinlendiren adeta kendine aşık eden ta‘lik yazısı tüm güzelliği ile şimdi karşımızda durmaktadır. Caminin içi ve kitabede ne yazdığı merakımızı celbeder. Önce camiye girerek namaz kılındıktan sonra cami temaşa edilir. Caminin içi de oldukça sade bir o kadar da şıktır. Üst katta bulunan kadınlar kısmından bu küçük ama sevimli ve insana huzur veren caminin dört tarafı incelendikten sonra tek oda olan erkekler bölümüne, alt kata inilir. Bu bölümün sol tarafındaki pencerelerden sarayın bahçesi görülür. Mihrapta çok güzel yazılmış bir ayet göze çarpar. Kıble tarafında bulunan iki pencereden Marmara Denizi tüm güzelliği ve dinginliği ile karşımızda beliriverir. Deniz ve caminin verdiği huzur ortamında camiyi kimin yaptırdığı sorusu gelir akla. Bu merakı gidermek için caminin girişindeki tabeladan yardım alırız. Tabelaya göre camiyi Osmanlı Devleti’nin 30. Padişahı II. Mahmut Sofa Ocağı’nda bulunan koğuş halkının ibadet etmesi için ampir üsluba uygun olarak yaptırmış. Aynı tabelada caminin yerinde daha önce Silahtar Köşkü’nün olduğu bilgisi yer alır. Yine bu tabeladan caminin kapısında yapının Sultan Abdülmecit tarafından tamir edildiğine dair bir kitabe olduğu bilgisine ulaşılır.
Abdülmecit Osmanlı Devleti’nin 31. Padişahı olup babası II. Mahmut, annesi Bezmiâlem Valide Sultan’dır. Tanzimat Fermanı onun zamanında ilan edilmiş, batı kültürüyle yetişmiş, batı müziğini severmiş. Babası II. Mahmut gibi o da yenilik taraftarıymış. Padişahlığı devrinde 1840’lı yıllarda İrlanda’da büyük bir kıtlık çıkmış ve bu kıtlık milyondan fazla insanın ölümüyle sonuçlanmış. Kıtlık zamanında kendisini ziyarete gelen İrlandalı bir doktor, ailesini bu kıtlık sebebiyle kaybettiğini söylemiş. Padişah bunun üzerine gemiyle bu ülkeye gıda yardımı yapılmasını sağlamış, bu davranışından dolayı halen İrlanda halkı kendisini takdirle anmakta. Hüküm sürdüğü devirde dışardan alınan borç paraların bir kısmı ile Dolmabahçe Sarayı, Beykoz Küçüksu Kasrı, Meriç Köprüsü, Küçük Mecidiye Camisi, Teşvikiye Camisi, Hırka-i Şerif ile Bezmiâlem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi ve Yeni Galata Köprüsü yaptırılmıştır. İstanbul Mecidiyeköy semti adını ondan almaktadır. Sofa Camisi’ni de H. 1275, M. (1858/1859)’de tamir ettirdiğini caminin kitabesi ve tabelasından öğreniyoruz.
Burada, kapakta kullandığımız Sofa Camisi’nin boğaza doğru bakan fotoğrafını çeken 15 Temmuz şehitlerinden Mustafa Cambaz’ı da rahmetle yad ederek, hep beraber bu güzel ve şirin caminin kıble tarafında bulunan ayet ile kitabede neler yazdığına bir göz atalım.
Sofa Camisi Kitâbelerinin Okunuşu
Sofa Camisinin Kıble Tarafındaki Ayetin Okunuşu:
“Küllemâ dehale aleyhâ Zekeriyyâ’l-mihrâbe” (Âl-i İmrân, 3/37)
Ayetin Anlamı: … Zekeriya Meryem’in bulunduğu mihraba* her girişinde…
*Burada mihraptan maksat Zekeriya (a.s.) tarafından mescitte Hz. Meryem’in yerleştirildiği ve merdivenle çıkılan yüksekçe bir yerdir.
Sofa Camisi’nin Kitâbesinin Okunuşu:
Hazret-i Abdülmecîd Hân’ın uluvv-i himmeti
Oldı islâh-ı ümûra bâis-i hüsn-i husûl
Münhasıran ammâr-ı mülke himmet-i şâhânesi
Feyz-i lütf-ı pâkîi’l-hak olmada âlem-şümûl
Enderûnda bendegân-ı hâssını taltif içün
Yapdı Sofa Câmi‘in ol hâdim-i şer‘-i resûl
Beş vakitde eyler ol hâkân-ı zîşâna duâ
Sû-be-sû hayrât-ı vâlâsın gören ehl-i ukûl
Söyledim Safvet münâcât eyleyüb târîhini
Ma‘bed-i dil-cû-yı Hân Abdülmecîd olsun kabûl
1275
Sofa Camisi’in Kitâbesinin Günümüz Türkçesi:
Hazreti Abdülmecid Han’ın yüce gayreti
Oldu ıslah işlerinin güzel bir örneği ;
Özellikle memleketi imar edenlere şahane gayreti
Gerçekten cihanı sarmakta pak lütfunun nimetleri
Ödüllendirmek için Enderun’da özel hizmetinde bulunanları
Yaptı Sofa Camisi’ni o İslam Dini’nin hizmetkarı
Beş vakitte o şan sahibi hakana dua ederler
Her tarafta büyük hayır eserlerini gören akıllı kişiler
Söyledim Saffet Allah’a dua ederek tarihini
Allah kabul etsin Abdülmecid Han’ın gönle huzur veren camisini
1275 M. (1858/1859)
Yorumlar