Güncel

Su Hakkında Bilmediklerimiz

0

Dünyanın %70’ini oluşturan suyun asıl kaynağının ne olduğunu, nasıl oluştuğunu ve nereden geldiğini bilmiyoruz. Yapılan araştırmalar sonucunda; dünya ile aynı zamanda oluşan göktaşlarından elde edilen bulgular doğrultusunda suyun uzaydan gelen ve ateşe dayanıklı mineraller içeren kozmik toz parçacıklarında bulunan moleküllerden oluştuğu, bununla beraber astroitlerle çarpışma yoluyla da elde edildiği izlenimine varılmaktadır.

Su hakkında bilmediklerimiz onun nasıl oluştuğuyla sınırlı değil, mesela suyun donması hepimizin gözlemleyebildiği fiziksel bir özellik olmasına rağmen bu sürecin nasıl oluştuğu bilinmemektedir. Suyun donmasına örnek olarak, sıcak sıvıların soğuk sıvılara göre daha hızlı donduğu Mpemba Etkisini verebiliriz.

Mpemba Etkisi şu  şekilde anlatılmıştır; buharlaşma ısıyı serbest bırakır ve daha sıcak sıvının daha yüksek buharlaşma hızı, donan kütleyi azaltır. Daha sıcak sıvılar ayrıca daha fazla ısıyı serbest bırakabilen ve sıvıyı daha hızlı soğutabilen daha aktif konveksiyon akımlarına sahip olur. Böylece suyu ısıtma sürecinde, su içindeki safsızlıkları ve çözünenleri değiştiğinden, soğuma oranını değiştirmiş olabileceği öngörülmektedir. Mpemba etkisinin yanı sıra suyun donmasına ilişkin yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre suyun belirli koşullar altında, aynı anda iki yoğunlukta olabileceği görülmüş ancak nasıl olduğu bulunamamıştır.

Suyun bilinmeyen başka bir özelliği de 4 santigrat derecede en yoğun halinde olmasıdır. Buzdaki molekülleri ayrı tutan hidrojen bağları suyun yoğunluğunu düşürürken, 4 santigrat derecede en yoğun halinde olur. Ancak neden 4 santigrat derecede en yoğun halinde olduğu bilinmemektedir.
Suya bağlı gelişen bilinmeyenlerden biri de süper terminal tren damlalarıdır. Normal sayılan hızdan daha hızlı düşen yağmur damlalarının neden bu hızlarda olduğu bilinmemektedir (son hızlarından %30 daha hızlı). Bu durumun neden böyle olduğu bilinmemekle beraber havada henüz yavaşlamamış olan büyük damlacıkların parçaları olabileceği düşünülmektedir.

Dünyanın su döngüsü de karmaşık bir sistemdir. Döngüdeki bir değişiklik tüm süreci etkileyebilmekte, diğer bir değişkenin etkisini değiştirmektedir. Örneğin, küresel ısınmanın yağış miktarını ve düzenini nasıl etkileyeceğini yerel ölçekte tahmin etmek kolay değildir.

Dünyadaki suyun %97’si tuzlu, %2’si kar ve buza hapsolmuş durumdadır.  Canlıların kullandığı su oranı ise sadece %1 dir. Kullandığımız suyun bir kısmı nehirler veya göller gibi yüzey kaynaklarından bir kısmı çok yavaş bir şekilde değiştirilen yer altı su kaynaklarından gelir. Ancak bu su kaynaklarının ne kadar büyük olabileceğini gerçekten bilmiyoruz, bu nedenle mevcut kullanım oranımızda ne kadar dayanacakları hakkında hiçbir fikrimiz yok.

Zeynep Tanyeri
1979 senesinde Bingöl'de doğdu. Uzun yıllardır İstanbul'da yaşamakta evli ve iki çocuk annesidir. Üniversite eğitimini Çevre Mühendisliği bölümünde, Aksaray Üniversitesinde tamamladıktan sonra, Bahçeşehir Üniversitesinde Mühendislik Yönetimi üzerine Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Bazı özel eğitim kurumlarında, çevresel açıdan yaşam döngüsü değerlendirme ve post prodüksiyon eğitim sertifikaları aldı. Yaklaşık 15 senedir bir kamu kuruluşunda çevre yönetimi üzerine çalışmalar yürütmekte ve sıfır atık uygulama çalışmaları yapmaktadır. Ödüllü, bayat ekmeklerin değerlendirilmesi, kurumsal süreçlerin yaşam döngüsü değerlendirilmesi projelerinde çalıştı.

    Minik Moda Sözlüğüm II

    Önceki içerik

    Orada Kimse Var mı?

    Sonraki içerik

    Yorumlar

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir