Geçmişle geleceğin bağlarını kurmuş adeta bir mektep olmuş abide şahsiyet Süheyl Ünver’i minnet ve hürmetle yad ediyoruz.
Ömrünü ilim, bilim, sanat ve kültür alanında tarihimizle kotararak bu kutlu mirası gelecek nesillere aktarmayı dert edinmiş, kendine münhasır şahsiyet Ord. Prof. Dr. Ahmed Süheyl Ünver’e müteşekkiriz.
17 Şubat 1898, hicri 27 Ramazan 1315 senesinin Kadir gecesinde İstanbul Haseki’de dünyaya gelmiştir. Babacığı Rumeli Türklerinden Telgraf Nezareti İstanbul Muhaberat-ı Umumiye Müdürü Tırnovalı Mustafa Enver Bey’dir. Anneciği hattat Mehmed Şevki Efendi’nin kızı Safiye hanımdır. Ailesinde altı tane hattat ve güzel sanat ustalarının bulunması Süheyl Ünver’in yetişmesinde büyük rol oynamıştır. Böyle köklü bir aileye doğmanın nasiplisi olan Süheyl Hoca yaşamı boyunca çalışarak şükrünü ifa eylemiştir. Ömrünü medeniyetimizin değerlerini öğrenmek ve öğretmekle geçirmiş bir yaşam ustasıdır. Her anını yazarak, çizerek, anlatarak arşivlemiş; insan olmanın sorumluluğunu eda etmiş, sunulmuş nimetler karşısında adeta hayatının zekatını vermiştir.
Süheyl Ünver’in isminin başındaki Ahmed, Fatih Sultan Mehmed Han’ın türbedarı Ahmed Amiş Efendi’den gelmektedir. Babası Mustafa Enver Bey ile manevi bir bağlantısı olması hasebiyle Ahmed ismini buradan almıştır.
Bir gün Mustafa Enver Bey eşi Safiye hanım ile birlikte oğlu Ahmed Süheyl henüz iki yaşındayken onu elini öptürmek üzere Amiş Efendi’ye götürürler. Elini öpen Süheyl’e Ahmed Amiş Efendi şöyle söyler:
“Bu çocuk büyür gider, beni unutmaz. Bu çocuk hayatta bir gün pişman olmaz.”
Aşağıdaki sülüs nesih hatla yazılmış olan yazının Süheyl Ünver tarafından tezhiblenmiş halini seyrinize bırakıyoruz. Ve bu nadide insanı yetiştiren Mustafa Enver Bey ile devam ediyoruz. Mustafa Enver Bey oğlu Süheyl’in üzerinde kıymetli tesirler bırakmıştır. Bu sebeple önce babacığından bahsetmek isteriz.
Tasavvufla alakalı olan baba, pek mahir çalışkan bir zattır. Medrese tahsili görmüş, Fatih Külliyesi’nin son mezunlarından olmuştur. Arapça, Farsça ve Fransızca dillerini biliyor olması onu telgrafçılık mesleğinde başarılı kılmıştır. Kayınpederi Şevki Efendi başta olmak üzere dönemin hattatlarından yazı örnekleri toplamıştır. Hüsn-i hattı çok seven Mustafa Enver Bey rik’a ve yazı deneme çalışmaları yapmıştır. Bahariye Mevlevihanesi mutrıbı Mehmed Zekai Dede Efendi’den usul dersleri almış; iyi bir musikişinas olmuştur. Hüseyin Fahreddin Dede de kendisinin ney hocalığını yapmıştır. Ney üflerken küçük Süheyl’ini karşısına oturtur ve arada bir “dinle benim sevgili oğlum” der ve neyini üflemeye devam edermiş. Hocalarının ziyaretini ihmal etmez bazı zamanlar oğlu Süheyl’i de birlikte götürürmüş. Bir kitap dostu olan Mustafa Enver Bey, her haftanın tatil günlerinde henüz küçük yaşlarda olan oğlu Süheyl’i de yanına alarak kütüphanelere gidermiş.
Mustafa Enver Bey yumuşak mizaçlı, sakin bir insan olup en kızdığı zamanlarda bile sükûnetini korurmuş. Ayrıca “Laf biliyorsan laf söyle, bilmiyorsan sükût eyle” diyen ve bunu haline de yansıtacak kadar olgun bir şahsiyettir.
1909 senesinde 48 yaşındayken İstanbul Cağaloğlu’nda bir gece vakti uykusunda vefat etmiştir. O gece oğlu babacığıyla birlikte uyumaktaymış. 11 yaşındayken babasını uğurlayan Süheyl Ünver, babasını kaybetmenin sızısını hayatı boyunca yaşamış ve şöyle söylemiştir: Hiçbir zaman bu durum beni bir çöküntüye uğratmadı. Bu süreçte çeşitli meşguliyetler edinmiş, yaşamında yeni bir dönem başlamıştır.
Mustafa Enver Bey, oğluna şunları miras bırakmıştı:
Süheyl Ünver’e din dersi, hesap, hat ve belagat dersleri verdi. Kur’an-ı Kerim hıfzına çalıştırdı. İşe gittiği vakitlerde eşi Safiye Hanım’a görevi devrederdi. Kitap-kütüphane sevgisi, insan sevgisi-hürmeti, vefa-sadakat, çalışkanlık, gayret, sakin olabilmek ve nicesi…
Süheyl Ünver bir gün öğrencilerinden birine şöyle soru sorar:
-Babamı tanır mısınız, hiç gördünüz mü?
-Hayır.
-İşte beni görüyorsun ya! Ben onun kopyasıyım. Onu görmene gerek yok. Zaten o bende yaşıyor.
“Onun şahsiyeti ve ismi bende yaşıyor. O ben değil, fakat ben o oldum.” diye de bahsetmiştir.
Aşağıda Süheyl Ünver’e ait bir çizim olan çiçek demetini, Güzel’e uğurladıklarımıza ve O’nun (c.c.) için gayret etmişlere, etmekte olanlara hediye ediyoruz. Vesselam.
Süheyl Ünver’den bahsetmeye sonraki yazılarda devam edeceğiz inşaallah.
Ahmed Güner Sayar’a ait “A.Süheyl Ünver Hayatı, Şahsiyeti Ve Eserleri 1898-1986” isimli kitaptan kaynak olarak istifade edilmiştir.
Kabri de Ahmet Amiş Hz.lerinin bulunduğu Fatih Camii haziresinde idi.
Allah razı olsun.Çok faydalı olsu
Kabri de Ahmet Amiş Hz.lerinin bulunduğu Fatih Camii haziresinde idi.
Allah razı olsun.Çok faydalı oldu