Eğitmen: Uzm. Psk. Ayşe Uğurlu Önal
İnsanların ilişki kurma şekillerinde kendilerini tekrar eden bazı kalıplar vardır. Bilinçdışı oluşan ve tekrar eden bu kalıplar psikolojide “patern” olarak adlandırılır.
Ailemizle kurduğumuz ilişkide sorunlu diyebileceğimiz bazı durumlar, ileriki yaşlarımızda duygu tuzaklarına dönüşebilir ve paternlere sebep olabilir. Biz bir konuda hassas isek, o bizim tuzak duygumuzsa o konuda aşırıya gitmeye daima meyilliyizdir. Bu meyil o şeyi çok yapmak ya da hiç yapmamak şeklinde iki uca doğru gidebilir.
Örneğin çocukluk döneminde ebeveynlerimiz ile ayrı kalma ya da temas problemi yaşadıysak bu ebeveynlik dönemimize etki eder. Kendi çocukluk duygumuzun şiddeti sebebiyle çocuğumuza aşırı ilgi göstermeye meyilli olabilir ya da onu kendimizden çok uzağa itebiliriz.
Duygu tuzakları çok katı olduğumuz bir konuda birden tam zit davranışı sergilememize de neden olabilir. Bu dengeli olma kabileyetimizin azaldığına işaret eder ve genelde bir problem göstergesidir.
Peki ne yapacağız?
Önce iki yönlü olarak aşırıya gittiğimiz durumları “gözlemci ben” ile tespit ederek bunu neden yaptığımızı düşünebiliriz. Davranışın kaynağında kendi tuzak duygumuz mu var, yoksa çocuğun iyiliği için mi bunu yapıyoruz? Çocuğun da ebeveynin de bu sorunun cevabını içsel olarak bildiğini göreceksiniz.
Aldığımız cevap eğer tuzak duygumuzla ilgili ise burada çözüm duyguyu dengeye getirmek ve ona esneklik kabiliyeti kazandırmak olacaktır.
Kriz anında tuzak duygu tırmanmaya başlasa da biz “gözlemci ben” yardımı ile bilinçli bir şekilde zihnimizin odağını değiştirebilir, paternden kurtulabiliriz.
Böyle bir durumda:
- odadan çıkmak,
- başı çevirmek,
- nefes almak,
- 100’den geriye 7’şer saymak işe yarayabilir.
Çocuk da davranışın sebebinin onun iyiliğini sağlamak olduğunu hissettiğinde ve duygusal ihtiyaçları karşılandığında bir süre sonra doyuma ulaşacak ve dengeye gelecektir.
Yorumlar