Sosyal

Zülfikar

0

Türk İslam sanatı süsleme unsuru olarak mimari ve el sanatlarında yer alan Zülfikar tılsımlarda da yaygın olarak kullanılan sembollerdendir. Zülfikar Hz. Ali’nin kılıcı olup iki tarafı keskin, ortası yivlidir. Bu kılıcın Uhud Savaşı’ndan önce gökten indirildiği ve Hz. Ali’nin bedenine yetmiş yara almasına rağmen son ana kadar Hz. Peygamber’i (s.a.s.) savunması sonucunda Cebrail’in, “Lâ fetâ illâ Alî; lâ seyfe illâ Zülfikar/Ali’den başka yiğit, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur.” dediği rivayet edilmektedir.

Zülfikar, Türk İslam dünyasında zamanla cihatta kullanılan keskin aletlerin tümünü ifade eden bir isim ve mücadelenin sembolü olmuştur. Tasavvuf literatüründe Zülfikar pirlerin kılıcına dönüşmüş, menâkıbnâmelerde görülen tahta kılıç motifi de Zülfikar’la ilişkili olarak kullanılmıştır. Tahta kılıcın bir diğer manası “batın kılıcı”dır. Bu kılıç nefisle mücadelede kullanılmasının yanı sıra dervişlerin gaza hareketlerine katılmalarını ve fethedilen yerlerin İslamlaşmasındaki etkilerini de vurgulamaktadır. Tasavvufta kılıç metaforu “tevhid kılıcı, Hu kılıcı” gibi kavramlar çerçevesinde de kullanılmıştır. Yine bu anlayış çerçevesinde yedi başı, yedi gözü, yedi eli ve yedi ayağı olan bir ejder olarak simgelenmiş olan nefis ejderhasının “takva kılıcı” ile “helak” edileceği belirtilmiştir.

Tılsımlarda Zülfikar iki türlü kullanılmıştır. Birinci kullanımda farklı formlardaki eserlerin yüzeyinde yazı ve vefklerin arasında bir motif şeklinde yer alan Zülfikarların ağız kısımları çatal şeklinde iki uçlu olarak tasvir edilmiş, yüzeyleri ise ya boş bırakılmış ya da yazılar işlenmiştir. İkinci kullanımda ise Zülfikar tılsımın formunu oluşturmaktadır ve ağız ucundaki çatal kalın bir yiv ile belirginleştirilmiş, kılıcın yüzeyine yazı ve vefkler işlenmiştir. Her iki kullanımda da yazı ve vefklerin aralarına ya da tüm yüzeye stilize basit çiçek ya da geometrik motiflerle süslemeler yapılmıştır. Zülfikar motifli tılsım örnekleri incelendiğinde işlenen ibareler genel olarak şöyledir:

Topuz ve Kabzada: Ya Fettah, Ya Rahîm, Lâ ilâhe illallah Muhammed Resûlullah,  نَصْرٌ مِنَ اللّٰهِ وَفَتْحٌ قَر۪يبٌۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ [Nasrun minallâh ve fethun karîb ve beşşiril mü’minîn] Saf Sûresi 61, 13;  Yâ Muhammed.

Balçak kısmında: Yâ Allah, Yâ Muhammed, Hasan-Hüseyin, sayı vefkleri, erkâm-ı mukattaa

Ağız kısmında: بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم اِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُب۪ينًاۙ “Bismillâhirrahmânirrahim innâ fetahnâ leke fetham mubînâ” Fetih Suresi 48,1; iftah lenâ hayra’l-bab, Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr, Her belayı piş et def’-ken perverdigâr, Allah, el-Vâhid el-Kahhâr, Yâ Hannân, Yâ Mennân, Yâ Muhammed

Bu ibarelerin birkaçı aynı eser üzerinde olabildiği gibi sadece birinin işlendiği örnekler de vardır.

ece

Misafir
Hatırlı Hayat Bilgisi... Instagram : https://www.instagram.com/sumbulsokaktasiniz/

Hana ve Kuşları

Önceki içerik

Dilin Mecrası

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir