Medeniyet Şehirleri

Fethin Kapısı Diyarbekir II

0

Diyarbekir’de kuşatma uzar ve Müslüman askerler Âmid surlarının çevresinde beş veya altı ay kalırlar.

639 yılının Cemaziyelevvel ayı, Halid b. Velid kendisine tahsis edilen askerlerle şehrin etrafını dolanır, gece olduğunda geri döner. Namazını kılar, orucunu açmak üzere karargâha geçer. Hizmetlisi Halid b. Velid için 3 parça arpa ekmeği pişirir, karargâha bırakır. Akşam namazı kılıp nafile ibadetle meşgul olduktan sonra karargâha dönen Halid b. Velid kendisi için pişirilen ekmeği bulamaz. Üç gün devam eden bu durum üzerine Hz. Halid erzakın bitmiş olmasından endişelenerek hizmetlisine ekmeğin olmamasının sebebini sorar. Hizmetli de her gün ekmeğini karargâha bıraktığını söyleyince Halid b. Velid, üç gündür birkaç meyve ve artık ekmek parçasıyla yetindiğini, vücudunun gıdasız kaldığı için zayıf düşebileceğini söyledikten sonra “Onları yiyip içmez bir beden kılmadık, ölümsüz de değillerdir.” (Enbiya, 21/8) mealindeki ayeti okur.

Bu durumdan şüphelenen hizmetli dördüncü gün ekmeği aynı yere bırakıp olup bitenleri beklemeye başlar. Bir köpeğin çıkıp geldiğini ve çadırdan ekmeği alıp geri döndüğüne şahit olur. Hizmetli köpeği takip edip şehirden girip çıktığı yeri tespit eder. Olanların hepsini Halid b. Velid’e haber verir. Halid b. Velid hizmetlisinden yeri göstermesini ister. Aylardır şehrin surlarını aşma yollarını arayan Halid b. Velid tekbir getirir. “Bu, bize Allah’ın yardımıdır”, diyerek olanları İyad bin Ğanem’e anlatır. Hemen bir plan yapılır ve askerler içerisinden 100 kişilik bir grup seçilir. Bunlar arasından cüssesi iri olanlar deliğin dar olmasından dolayı geri döner ve sadece 30 kişi geçitten geçerek içeri sızarak sur kapılarının kilitlerini kırar. İslam ordusuna kapıları açarlar. Ancak kapı açılana kadar Halid b. Velid’in oğlu Hz. Süleyman (r.a.) ve yirmi yedi arkadaşı şehit olurlar.

Bu esnada şehrin melikesi Meryem Dara, şehrin içerden kuşatıldığının haberini alınca yanına aldığı değerli eşyaları ile bir yer altı geçidinden şehir dışına çıkmayı başarıp Rum diyarına kaçar.
Şehir halkı bütün olanları öğrenince korkuya kapılsa da başkomutan İyad b. Ğanem teslim olan halka kılıç çekilmemesini ve halkın toplu olarak kendisine getirilmesini ister. Onları şehir meydanında toplar ve kendilerine konuşma yaparak: “Sizden kim Müslüman olursa, onu, malını ve çocuklarını azat edeceğiz. Her kim de diretirse ona istediğimizle hükmedeceğiz.” der. İyad b. Ğanem yaptığı bu konuşmadan sonra bulunan topluluğun ileri gelenleri söz isterler. “Ey emir! Allah sizleri sabretmeniz, güzel niyetiniz, adaletli yönetiminiz ve güzel davranmanız sebebiyle zafere ulaştırdı. Şimdi sizin himayeniz altına girmiş bulunuyoruz. Bize, Allah’ ın size güzel mükâfat vereceği davranışlarla muamele ediniz.” derler. Bu konuşmadan sonra İyad b. Ğanem “Allah affedicidir, affı sever, biz de sizleri affettik.” der. Karşılıklı geçen bu konuşmalar üzerine halkın çoğu Müslüman olmuştur. İslam dinine girmeyen de gelecek yıldan itibaren cizyeye bağlanır. İyad b. Ğanem fetihten sonra Savhan b. Sâsa’yı vali olarak tayin eder. 500 atlıyı kendisiyle bırakır ve şehirden ayrılır. Böylelikle Diyârbekir artık Müslümanların hâkimiyeti altına girmiştir ve bir daha asla İslam toprağı olmaktan çıkmamıştır.

Diyârbekir’ in fethi esnasında Süleyman b. Halid dâhil özellikle gizli geçitten geçen sahabeden yirmi yedisi bu bölgede, 13 sahabe ise surların farklı yerlerinde şehit düşmüştür. Fetih sırasında yaralanan Hz. Sâsa (r.a.) da altı ay sonra şehit düşer. Diyârbekir bölgesinde 541 sahabe kabri bulunmaktadır. Bu sebeple Mekke ve Medine’den sonra en fazla sahabenin medfun olduğu şehirdir Diyârbekir.

Hz. Yunus’un (a.s.):

“İliniz, halkınız devamlı sevinçli ve neşeli, bütün çoluk çocuğunuz uzun ömürlü, soylu ve doğru yolda olsun” duasının kabulüdür belki de Diyârbekir’ in fethedilmesi ve fetihten sonra tarih boyunca İslam şehri olmaktan çıkmayışı.

Medeniyet Ağacı: Zeytin

Önceki içerik

Gelin Yakın Olalım

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir