Küçükken masal dinlemeyenimiz var mı? Hepimizin çocukken dinlediğimiz, hafızamızda yer eden masallar vardır; dinlerken sevindiğimiz, şaşırdığımız, korktuğumuz ya da heyecanlandığımız masallar. Bu masallar duygularımıza hitap ettiği için onları unutamayız.
Bazı insanlar masalların faydalarına inanmaz. Günümüzde sıkça kullandığımız “bana masal okuma,” diye olayların gerçek yüzünü anlatmayanlara söylenen bir deyim bile vardır. Masalları sevmeyenler de olabilir. “Çok gerçekçiyimdir hayali işlerle uğraşamam” desek bile bütün gün aslında hikâyelerle çevrelenmiş bir dünyada yaşarız. Evet doğru, gerçekten de masallar “kurgudur.” Hikâyelenen olayların kahramanları, yaşandığı zaman ve mekân hayalîdir. Gelin yine de bu hayal ürünü masalların çocuklar üzerinde oluşturduğu etkilerden bahsedelim.
Masal dinleyen çocuk bambaşka bir evrene giriş yapar. Mutlu sonla biten masallar dinleyene umut verir. Dinleyici masal sonunda kendini rahatlamış hisseder. Padişahın üçüncü oğlu devi yener, iyi kalpli küçük kız evine bir çuval altınla döner. Biz de bir oh deriz!
Masallarda toplumun her kesiminden insan vardır. Nalbur, tüccar, çiftçi, padişahın kızı, demircinin oğlu, çoban… Zengin, fakir, iyi, kötü, güzel, çirkin, kibirli, alçakgönüllü karakterler bulunur. Çocuklar, evle okul arasında gidip gelirken göremeyecekleri tipleri masallarda tanırlar. Böylece masal dinleyen çocuklar çevreyle kolay bağ kurma yeteneği kazanır. Masalın ana karakteri, belli başlı aşamalardan geçer, mücadele eder ve sona ulaşır. Bazen yardım alarak, bazen tek başına engelleri aşar. Fikrimi söylemem gerekirse, yardım alması daha iyidir. Çünkü toplum hayatında, insan ilişkilerinde yardımlaşma çok önemlidir. Masal dinleyerek büyüyen çocuklar, oradaki kahramanlar gibi akıl yürütür, yeri gelir danışır, çabalayarak engelleri aşmayı öğrenir.
Masallar, hayal kurma yeteneğini kuvvetlendirir. Devler, periler, cadılar, Kafdağı, Zümrüdüanka kuşu, peri padişahı, uçan halı, konuşan hayvanlar masallarda önemli motiflerdir. Okuyucunun, dinleyicinin iç âleminde bir pencere açarlar. Masal dinleyenlerin hafıza ve dikkat sürelerinde artış olduğu söylenmektedir. Hareketli çocukların ilgilerini çeken masallara kilitlendiklerini, derler ya “gözlerini kırpmadan dinliyor” diye, masal anlatılırken öyle baktıklarını fark ettiğim olmuştur. Masal, bir anlatıcıdan dinlendiğinde çocuklar için çok kıymetli bir dünya kurar.
Masal sanata yatkınlık uyandırır. Sözcük haznelerini genişletir. Muhatabının hitabetini kuvvetlendirir. Öğrenmeye zemin hazırlar. İşitme duyusunu geliştirir. Çocuğun kendini keşfetmesini sağlayan fıtrata uygun masalların stresi azalttığı bilinmektedir.
Masallar espri kabiliyetini arttırır. Komik masallar eğlendirir, bir taraftan düşündürür. Toplu halde dinleniyorsa grup içinde aidiyet duygusu oluşturur.
Çocuğumuz, masal dinledikçe kendi masallarını kurgulamaya başlar. Yeni kişiler ve olaylar ekler. Büyüklerin akıllarına gelmeyecek kurguları çocuklar masal uydururken bulur. Korkularının normal olduğunu, bunların baş edilebilecek durumlar olduğunu fark ederler. Masal çocukta merak duygusunu canlandırır.
Sevdiği masalları sıkılmadan, defalarca dinlemek isteyen çocuklar vardır. Masalın içinde geçen bir kelime, bir olay, bir cümle, kahramanın bir hareketi, masaldaki bir duyguya kendi dünyasından karşılık bulduysa bu ona ilaç gibi iyi gelecektir. Masalda sevdiği o şey her neyse bir yarasına iyi gelmiş, hayatında ona bir karşılık bulduğu için aynı masalı tekrar dinlemek istemiştir.
Masalı anlatanla dinleyen arasında gözle görülmez bir bağ kurulur. Böylece masal kuşaktan kuşağa aktarılır. Türk masallarında sıklıkla rastlanan derviş, hızır, bilge kadın gibi modeller çocuklara nesilden nesile rol model olur.
Masalların, gün geçtikçe değişime uğraması kaçınılmazdır. Sözlü edebiyat geleneğinin en canlı unsurları oldukları için hayatta kalmışlardır. İçinde bulunulan ortama, dinleyici yaş grubuna uygun olarak anlatılan masallar tadından yenmez.
Sonları ne güzeldir! Türk masalları “Gökten üç elma düştü….” veya “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine” diye biter.
O halde yazımızı, gökten düşen üç elmayla tamamlayalım müsaadenizle.
Tuğba Demirer
Yorumlar