Merhaba Sokağımızın Kıymetli Okuyucuları,
Modern dönemde, yaklaşık iki yüz yıldan beridir İslam’a karşı yahut Müslümanların varlık ve bilgi anlayışlarına karşı yöneltilmiş sistematik bir ötekileştirme stratejisi ile karşı karşıyayız. Elbette bu modern dünyanın kutsala karşı çıkan söylemleri ve dinî değerleri itibarsızlaştırma arayışlarında benimsediği tavırlar ve bunun ürettiği sonuçlarla doğrudan ilgilidir.
Müslümanlar olarak bizler bu zaman dilimi içerisinde önceki yüzyıllarımızın bize kazandırdığı olumlu nitelikler üzerinden sorgulanır, tartışılır ve yargılanır olduk. Bu zaman zaman çağ dışılık zaman zaman barbarlık ve yakın dönemde terör üzerinden dile getirilmeye başlandı. Bu bakımdan özellikle 11 Eylül ile başlayan süreçte Müslümanlar sistematik bir ötekileştirmenin kutbu oldular ve son iki yüz yılın tüm olumsuz söylem araçlarını yönelten siyasal ve kültürel tutumlarla yüz yüze geldik. Süreç bu akış içerisinde yeni bir kavramı da üretmiş oldu: İslamofobi.
Geçtiğimiz ay Kudüs’te yaşanan işgal ve krizin en azından insanî yönünü konuşmak istediğimiz de bile terörizm üzerinden sergilenen İslam karşıtlığıyla konuların gündemden düşürülmek istendiğine ve kendiliğinden karşı taraf için bir haklılık algısı oluşturulduğuna tanık olduk.
Diyanet başta olmak üzere çeşitli kurumlarda ve sosyal medya mecralarında islamofobinin yeniden bilinçli bir biçimde ele alınarak Müslümanların günümüzdeki durumlarını ideal ve gerçek bağlamında konuşulması zarureti ile karşılaştık. Bu sebeple son iki yüz yılımızı dolduran meseleye ilişkin bir dizi faaliyeti haziran ayındaki site akışı içerisinde sizlere sunacağız. İslamofobi hakkında ele alacağımız yazılarımızı uzaklık kavramı üzerinden ortaya koymayı hedefliyoruz. Çünkü uzaklık burada ötekileştirmeyi, itibarsızlaştırmayı, yargılamayı, dışta tutmayı ve muhatap almamayı ifade ediyor.
Biz kendi değerlerimize o denli yabancılaşmışız ki bazen farkına varmadan kendimizi ötekileştirirken bulabiliyoruz. Bunda bulunduğumuz çevrenin, bilgiyi edindiğimiz kaynakların ve muhatap kabul ettiğimiz medyatik unsurların etkileri tartışılmaz. Öyle ki hayatımızı şekillendirdiğimiz ve bir konum elde ettiğimiz bu çevrenin türlü olumsuz sonuçlarıyla bizim dilimizi yoğurduğuna tanıklık ediyoruz.
O halde islamofobi kavramının genel çerçevesinin, konunun medya üzerindeki yansımalarının, Müslümanların bu tavır karşısında benimsedikleri tutumun, nefret söylemlerinin konuşulacağı yazılarımızı okuyabilmek için günbegün sokakta buluşalım!
Yorumlar