Âb-ı Hayat

Kendimize mi Güveniyoruz, Allah’a mı?

5

Yanılarak günaha düştüğü zaman kişinin umudunun azalması, evvelden ameline güvendiğini gösteren bir işarettir.” buyuruyor Ataullah el-İskenderî Hazretleri.

Hz. Mevlânâ’nın Fîhî mâ Fîh’inde de buna benzer şekilde şöyle bir soru sorulur: “Kul bir amel işlediğinde sevap ve lütûf bu amelden dolayı mı kendisine verilir, yoksa bunlar Allah’ın ihsanı mıdır?” Hz. Pîr’in cevabı ise şöyledir:  “Onlar Allah’ın lütuf ve ihsanıdır. Fakat rahmetinin bolluğundan ötürü onları kulunun yaptığı o amele (ibadet hayır ve hasenata) bağlayarak: ‘Yaptıklarının mükafatıdır.’ (Secde 32/17) buyurur.

İnsanın bir günah işlediğinde “benden artık olmaz, o derecelere, güzelliklere erişemem” demesi, evvelden kendi ibadetine, amellerine, özetle kendine güvendiğinin alâmetidir. Kendine güvenmek, kendine inanmaktır. Buna Allah’a iman demek mümkün olabilir mi? İman, kulu Rabbine bağlayan yegâne irtibattır. Sadece Allah’ı bilmenin değil, Allah’ı muhabbetle kabul etmenin adıdır. İnsan imanıyla  Allah’a bağlanır ve güvenir. “İnsanın ömrü gayret ve ibadetten başka bir şey olmasa bile, O’nun lutfuna nisbetle ne ifade edebilir?” buyuruyor Hz. Mevlana. Ve yine diyor ki: “Lütuf gelir gelmez, gayret ona yoldaş olur.” Gayretimiz O’nun lütfundandır.

Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) insanın gayretini ortaya koyduktan sonra Allah’a güvenmesini hatırlatan hadis-i şerifini pek çoğumuz biliriz: “Deveni önce sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a tevekkül et.” (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyame, 60)

Bu hadis-i şerifte mü’min olan kişiye buyuruluyor ki, sen vazifen olan tedbirini al ama aldığın tedbire güvenme; güvendiğin, dayandığın sadece Allah olsun. Böylece sabah deveni bulduğunda, “ne sağlam bağladım” diyerek kendine güven tazelemek yerine Elhamdülillah diyerek Rabbine muhabbet tazelersin. Bir mü’min hidayetin, imanın, ibadetin, salih amellerin, kısaca bütün iyiliklerin ancak Allah’ın lütfu olduğunu bilmelidir. Gayret eder, iyi hallerine daima hamdeder. Bir kusur işlediğinde de nefsinden olduğunu bilir.

Ataullah el-İskenderî Hazretleri yukarıda zikrettiğimiz sözü ile amellerimize güvenmenin, hatamızdan belki de daha büyük bir kabahat olduğuna işaret ediyor, bizi kulluğumuzu doğru anlamaya davet ediyor. Elbette bunun için yegâne yol, hidayetimizin vesilesi Fahr-i Kâinat Efendimiz Aleyhüssalatü Vesselam’ı doğru anlamaktır. Gayret bizden, muvaffakiyet Allah’tan.

Yazımızı Gönenli Mehmet Efendi’nin sohbetlerinde sıkça okuduğu bir duayı naklederek tamamlayalım:
El-hamdülillahi alâ külli hâl mâsivel fıskî ve’l küfri ved-dalâl: Her halime elhamdülillah, günahlarıma değil!

Sanat Allah İçindir

Sonraki içerik

5 Yorum

  1. “Lütuf gelir gelmez, gayret ona yoldaş olur.” ne kadar güzel bir rehber. Yüreğinize sağlık.

  2. Söylenmedik söz bırakmamışlar 😉

  3. Her halime elhamdülillah, günahlarıma değil. Ne güzel dua öğrenmiş olduk. Allah razı olsun. Amin amin amin..

  4. Allah razı olsun 🌹🌹

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir