Kültürel

Kurşuna Dizilenler~Francisco Goya

0

Romantik akım öncülerinden olan Goya’nin Kurşuna Dizilenler adlı bu eseri yaşanmış bir olayı seyrimize sunar. Eserin bir diğer ismi 3 Mayıs 1808‘dir (olayın gerçekleştiği tarihin ertesi günü). İspanyol ressam olayın gerçekleştirilmesinden tam bir yıl sonra bu eseri meydana getirir. İspanya Kraliyet Ailesi’nin saray ressamı olan Goya  yıllar sonra bu tablosu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Avrupa’nın zorbalarına karşı giriştiğimiz şerefli ayaklanmanın en olağanüstü ve kahramanca hareketlerini fırça darbeleriyle ebedileştirmek istedim.”  Fransız imparatoru Napolyon,  rahipler tarafından taç giydirildikten sonra ilk işgalini İspanya üzerine yapar. Bu haksız işgale karşı Madrid direnişçileri eylemler düzenlerler. Napolyon’un birliği ise bu eylemlere karşılık sivil halkı kursuna dizer.

Ebedileştirmek istediği tabloya bir göz atalım. Dış mekanda gelişen bu olayda Napolyon Bonapart’ın emrindeki askerler robotik bir şekilde aynı adımlarla ateşe hazır halde bulunmakta. Askerlerin sırtının seyirciye dönük oluşu bu işi ne kadar ciddiyetle ve duygusuzca yaptığını gösterir. Silahın öteki ucunda bulunan Madrid halkının birbirine yakın, girift bir şekilde  portrelerin belli belirsiz şekilde tasvir edilmesi mahşerî bir havayı sembolize eder. Barok- romantik dışavurumcu bu eser gölgelendirmesi itibarıyla olayı dramatik bir şekilde yansıtır. Askerlerin önünde bulunan lambanın odak noktası sarı pantolonlu ve beyaz gömlekli dizleri üzerine çökmüş olan Madridlidir. Dizleri üzerine çökmüş, infaz edilmek üzere olan figürün bize açık olan avuç içinde bazı sanat tarihçilerine göre stigmata yerleştirilmiştir. Stigmata kavramı İsa peygamberin çarmıha gerilişi sırasında oluşan yaraları ve hissettiği o duyguyu sembolize eder.

Silahsız sivillerin, duygusuz askerler tarafından acımasızca kursuna dizilisini anlatan bu eserde Goya,  Avrupa’yı eleştirmiş ve yaptıkları bu katli sanat yoluyla duyurmayı, kendi sözleriyle ebedileştirmeyi hedeflemiştir. Olaylara tanıklık eden  bu eser gibi bizler de hala değişmeyen Avrupa’nın  değişmeyen katline ve zulmüne tanıklık ediyoruz.

Görüyormuş Gibi

Önceki içerik

Zihin Kirliliği

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir