Bu ayki yazımızda, Nobel Edebiyat ödüllü yazar Kazuo Ishiguro’nun en iyi romanlarından biri olan Günden Kalanlar‘ın aynı isimle sinemaya başarılı bir şekilde uyarlanan, yönetmenliğini James Ivory’in yaptığı filme yer veriyoruz. Başrollerini sinema tarihinin en önemli isimlerinden Antony Hopkins ve Emma Thompson’un paylaştığı filmin hikayesi İngiltere’de II. Dünya Savaşı yıllarında geçmektedir. Darlington Mâlikânesi’nde başkahyâlık yapan James Stevens (Antony Hopkins), aşçıbaşı olarak işe alınan bayan Kenton (Emma Thompson) ile birlikte mâlikânede çalışmaktadır. Stevens görevine ve efendisi Lord Darlington’a aşırı denebilecek bir sadakatle bağlıdır. Kibirli bir kişi olan Lord Darlington, İngiltere II. Dünya Savaşı’na girmeden önce, Nazilerle ittifak arayan aristokratlar ile birlikte sık sık diplomatik toplantılar yapar. Böylece zamanın durdurulamaz seyrinde Darlington, arabuluculuk sürecine dahil olur ve II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesine katkıda bulunur.
Stevens, başkahyâ olmanın verdiği sorumlulukla, ölmekte olan babasını, (Peter Vaughan) mesleğine olan bağlılığı ve kuralları uğruna ihmal eder. Ne yazık ki efendisine olan sadâkati Stevens’ın özel hayatını da ertelemesine ve Bayan Kenton’un mâlikâneden ayrılmasına sebep olur. Aradan geçen uzun yıllar sonra Bayan Kenton’dan bir mektup alan Stevens onu geri dönmeye ikna etmek için batıya doğru yolculuğa çıkar.
Tarihsel olarak büyüleyici, dramatik bir şekilde ilgi çekici ve abartısız duygularla bezeli olan film, bu naifliği Kazuo Ishiguro’nun dokunaklı romanına borçlu. Birkaç kelimeyle ifade edilmesi zor olan filmin hikayesi derin bir şekilde insanın içine işliyor. Sinematografisi, müziği, kurgusu ile kusursuz denebilecek mükemmellikte olan film seyirciyi nazikçe kahkahalardan gözyaşlarına götürüyor ve şimdiye kadar gördüğüm en sessiz ve yıkıcı finallerden biriyle sonuçlanıyor.
İngiliz kırsalının abartısız güzelliği ile filmi izlerken idealizmin sinizmden daha yıkıcı olduğunu görüyorsunuz. Sadâkat, haysiyet, gurur, boşa harcanan hayatlar ve de karşılıksız aşk temasını anlatan filmin verdiği ince mesaj çok önemli; hayatın sizi geçip gitmesine izin vermeyin. Kime ve neye ömrünüzü adadığınıza dikkat edin. Her fırsattan en iyi şekilde yararlanın, çünkü bir gün çok geç olacak.
İyi seyirler.
Yorumlar