Kültürel

Selam

1

Allah’ın selamı rahmeti bereketi üzerimize olsun.
Merhaba sevgili okur.

Siz de yukarıdaki bu muazzam levhada ne yazdığını merak ettiniz mi?

Hem göze, hem gönle madem ziyafet, gelin biz de bırakalım kendimizi bu sofraya. Hattat Mehmed Emin Yazıcı Efendi’nin nam-ı diğer Neyzen Emin Dede’nin kaleminden celi sülüs hatla yazılmış olan levhaya bakıyoruz.

“İnnallâhe vemelâiketehû yusallûne alennebiy. Yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi vesellimû tesliymâ”

Şüphesiz ki Allah ve melekleri Peygamber’e salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât u selâm edin. (Burada Ahzab suresi 56. ayeti kerimeyi Arapçası ve mealiyle okumuş olduk.)

Salât u  selam Hz. Peygamberimiz’e duyulan hürmetin muhabbetin ifadesi olarak O’nunla (s.a.s.) evvelden tanışıklığın hatırda taze tutulmasına imkan sağlayan sımsıkı bir bağdır. İsminin anılması dahi mü’minin kalbinde bir sevinç olurken zatına selam edilmesi kim bilir nasıl bir şeydir; en güzeli de Efendimiz kendisine arz edilen salavatla selamımızı almaz mı hiç?

Kadim bir söz vardır, önce selam sonra kelam derler. Medeniyetlerde kültürleri inşa eden ana faktör insanın iletişimi ve dönüşümüyle başlar.
İlk adımda bir selamla başlarız. Küçük ama ziyadesiyle büyük işlere kapı açan bir harekettir selam. Süslü kalabalık sözlere ihtiyaç yoktur. Bu bazen bir tebessümdür, bir bakıştır nazardır. Ve selam beraberinde kelamı getirir, toplumları kaynaştırır. Nitekim farklılıklardan dolayı ayrıştırılmaya çalışılan sözüm ona yabancı kültürleri dahi insan olmak çatısı altında birleştirir.

İrfani geleneğimizde selamın iyi dileğin dahi nelere kapı açtığını vesile kılındığını kendimizden de tecrübe etmişizdir. Kıymetli bir hocam anlatmıştı. Yurt dışından Türkiye’ye gelen bir âlim ülkemiz insanlarının birbiriyle iletişimlerinde hayretini şu cümlelerle ifade etmiş: “Yahu sizin selamınız bir sözünüz dahi dua niteliğinde. Merhaba diyorsunuz karşıdaki kişinin bir anda içi ısınıyor hüznü dağılıyor. Esselamü aleyküm diyorsunuz Allah’ın selamı üzerinize olsun diyor dua ediyorsunuz aynı zamanda o kişiye. ”

Allah razı olsun, Allah’a emanet olun, iyi günler, hayırlı olsun, kolay gelsin gibi belki bize sıradan gelen bu sözler esasında anlam içeren temennilerdir. Bu denli irfanla yoğrulmuş kültürümüz ziyadesiyle samimi geniş bir yelpazede cem eder insanları. Bunu yaparken yüzünüze bir tebessüm iliştirip, gönlünüze bir sevinç bırakır.

Ahmed Paşa bir beytinde şöyle söyler:
Cânıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr
Öyle mest oldum ki gayrın merhabâsın bilmedim

Bu merhaba bazen bir sözle yada bir nazarla bakışla oluverir. Kalden hale geçişli olan kadim medeniyetimizin iletişimde ve irtibatta olmak için her zaman kelama ihtiyacı yoktur, derler.

Hattatların meşk ettiği eserler de bazen bir merhaba gibi taliplisine seslenir. Ona hüsn-i hat sanatıyla medeniyetinin inceliklerini zarafetini fark ettirip özüyle yakınlaştırır. Mesela camilerin giriş kapısına yazılmış selam ibaresiyle sıkça karşılaşmışızdır; buraya giren selamet bulur emin olur sözünün de bir nevi hatırlatıcısıdır. Selam kitabesini görünce Allah bizi muhatap kılıp daha kapıda karşılatıyor demeden edemiyor insan.

Hani yolu tarif eden tabelalar görürüz onu takip ettiğinizde gitmek istediğiniz yere daha kolay ulaşırsınız. Hat sanatıyla yazılmış ayet-i kerime, hadis-i şerifler, kelam-ı kibarlar da bazen bu yol gösterici levhalar gibi gelir bana. Varış noktasına sürurla isteyerek gitmek vardır bir de muhabbetsiz zoraki meşakkatle gitmek vardır. Sevginin memba-ı Resulullah Efendimiz’in nasıl ki her işi, eylemi muhabbetle olmuş; bizlere de o rotayı takip etmek düşüyor.

Aşağıdaki levhada Hasan Hüsni Efendi’nin kaleminden sülüs ve nesih hattıyla yazmış olduğu levhayı seyrinize sunuyoruz. Muhammed b. Said el-Bûsîrî’nin “el Kasîdetü’l-Mudariyye Fi’s-Salâti Alâ Hayri’l-Beriyye” adlı eserinde geçen beyitler ile selamımızı arz ederiz.

Salât olsun! Kuşlar, balıklar ve hayvanlar adedince,
Bunların peşine cinler, melekler ve insanlar adedince.
Salât olsun! Kendileriyle ihsan ettiğin nimetler adedince,
(Ki o nimetleri ihsan ettin) Mahlukatına, var oldukları günde ve diriltilecekleri günde.
Salât olsun! Zerreler ve tanelerle beraber karıncalar kadar,
Saçlar, yünlerle tüyler ve kıllar kadar.
Salât olsun! Mevla’nın her şeyi kuşatan ilminin kapladıkları kadar,
(Levh-i Mahfuz’da) Görevli kalemin yazdığı kaderler kadar.

B. Şerife
Kuşlar konmuş sesinin tellerine, sanırsın bahar gelmiş.

    Usta Eller

    Önceki içerik

    Gazzeli Bebek

    Sonraki içerik

    1 Yorum

    1. Yüreğinize sağlık…
      Kaleminize, kelâmınıza selâm olsun. 🌹

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir