Âb-ı Hayat

Gönül Orucu-III

3

Merhabalar..
Geçtiğimiz iki hafta gönül orucundan ve onu bozan, sakınmamız gereken hususlardan bahsetmiştik. Şimdi tekrar etmeden devam edelim ama isteyenler buradan hatırlayabilirler.

Her sene Ramazan ayı, gönül orucuna iştirak eden kişiler yavaş yavaş eksikliklerini tamamlar; alıcılarını açar gönül aynasında. Cenab-ı Hakk’ın güzelliklerini, mânâ âleminin esrarını seyredecek bir hâle getirirler gönüllerini.

Ramazanı bu güzellikleriyle yaşamayı tehir etmeyelim, ölümün ne vakit geleceği belli değil, bugünümüzü fırsat bilelim. Gönül orucuna niyet edelim. Ufak tefek kaçaklarımız olsa da Allah bize, çocukların tekne orucundaki gibi muhabbet ve merhametle muamele eder diye umuyoruz.

Nefsin Ramazan’da en az on saat zapturabt altına girmesi önemli bir şeydir. Yine büyüklerimizin dediği gibi oruç sırasında gözün harama bakmaması, kulağın kötü şeyler dinlememesi gibi bir meleke kazanmak da gönlün açılmasına yardımcı olur.

Gönül orucu tuttuktan sonra bunun getireceği en büyük nimet, nefis kuyularının körelmesidir. İsteklerine hiç gem vurulmamış, terbiye görmemiş bir nefsin durumu, kişinin dinin emirlerinden uzaklaşması yönüyle çok vahimdir. Bir müminin Ramazanlarda elinden geldiği kadar gönül orucuna rağbet etmesi başlı başına bir ruh terbiyesini getirir. Gönlün Ramazan’dan alacağı zevk ve ikram sınırsızdır.

Asr-ı Saadet’te oruç lutfedildiği zaman ilk Ramazan’da gönüllerini ortaya koymuş olan sahabe efendilerimize, Ramazan’ın ve orucun sırrı ile Bedir müjdesi gelmiş; Bedir müjdesi ile beraber küfrün bileği kırılmış ve İslama karşı direnen ve hakâret edenlerin hepsi 17 Ramazanda tasfiye olunmuştur. Bu çok büyük bir hikmettir.

İnsanların iç dünyalarındaki hainlikler ve kötü mizacı da fıtratına ve islama direnen nefsin özellikleridir. Allah Teâlâ (c.c.) nefsimizin bu özelliklerini kırabilmemiz için bizlere Ramazan’ı lutfetti.  İşte bu, Ramazan ile elde edilebilecek bir zaferdir. Eğer bir insan iç dünyasında Ramazan’ı, gönül orucuna da iştirak ederek yaşayabilirse kendi içinde direnen bu nefis ordusuna galip gelir. Sufi müfessirler Amenerresulû ismiyle bilinen Bakara sûresinin son iki ayetinde yer alan ‘Fensurnâ ale’l-kavmi’l-kâfirîn’ ifadesini “Ya Rabbi  içimizdeki kâfir ordularına karşı bize yardım eyle” şeklinde yorumlamışlardır. Buradaki kafir ibaresinden kasıt nefsin insanı Allah’tan uzaklaştıran istek ve arzularıdır. Allah Teâlâ bu Ramazanı hakkımızda hayırlara vesile eylesin inşallah ve ümmeti Muhammed’in kanayan yaraları deva bulsun.

Burası Vatan

Önceki içerik

Dışarı Çıkalım mı?

Sonraki içerik

3 Yorum

  1. Aminn 🤲🏻💚

  2. Nasip olsun inşallah. Amiin

  3. Gönül oruçlarımızı gönlümüzü temizlesin ve kabul olsun ya Rabbim. Amin

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir