Nüfus Artışı Çevresel Felaketlerin Sebebi midir?
Birçok kaynakta nüfus artışı, kaynak kullanımı ile doğru orantılı olarak ele alınır. Nüfusun artması kaynak tüketiminin direkt etkeni sayılarak, çevre üzerinde baskı oluşturduğu düşünülmüştür. Bu vesile ile pek çok çevresel felaketin tetikleyicisi olduğu söylenen nüfus artışı, çevresel felaketlerin başrol oyuncusu olarak ortaya çıkarılmaktadır. Artan nüfusun ihtiyaçları, yeri doldurulamayan kaynak tüketimine eşit tutulmaktayken buna karşılık ihtiyaçlar ve kaynak tüketimindeki yanlış uygulamalar ve alışkanlıklar, fazla tüketim ve israf bu noktada arka plana atılan etkenler olmaktadır.
Birçok web sayfasında, hatta bilimsel yazılarda dahi nüfus artışı çevresel felaketler ile ilişkilendirilmektedir. Nüfus artışının, çevresel sorunların sebebi olarak sunulması bizi gerçek çözümden uzaklaştırabilir.
Kaynak tüketiminde elbette nüfus artışının etkisi olabilir. Daha fazla insanın daha fazla tüketim ihtiyacı içinde olacağı basit bir tahmindir. Ancak israf, ihtiyaç dışı tüketim, ihtiyaç ölçütlerinin değişmesi gibi etkenler, sanırım nüfus artışı olmasa dahi sorumsuz tutum ve davranışların bir getirisi olarak kaynakları tükenebilecek noktaya getirebilir.
Nüfus artışının etkileri üzerine yapılan değerlendirmelere baktığımızda nüfusun kendisinin bir sorun olarak dikte edildiğini hissedebiliriz. Kabul ettirilmeye çalışılan bu sorunun(!) çözüm önerilerinin de doğal olarak kabul edilmesi beklenecektir. Doğum oranlarından aile yapısına kadar sunulan bu çözüm önerilerinin insani olduğu kabul ettirilmek istenmektedir. Sunulan çözüm metotlarının zamanımızdaki yıkıcı etkileri görünmekle beraber yıllar sonra hatta yüzyıllar sonra nasıl bir etki yapabileceği bilinemiyor. Nüfus artışının olumsuz etkileri üzerine öne atılan bu söylemlerin amacı ne olabilir gibi sorular konuyu ele alırken göz önünde bulundurulmalıdır.
Ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi çevre konusu da etkisi ve görünürlüğü sebebiyle farklı amaçların aracı olarak kullanılabilmektedir. Günümüzde insan için var olan çevre yerine, çevre için insan algısı yerleşik bir anlayış halini almaktadır. Çevrenin korunması temel alınarak dünya üzerindeki nüfus artışına dair yapılan değerlendirmeler çevreyi korumak yerine onu nüfus planlamasının bir aracı haline getirerek insani hırslara kurban etmektedir.
Yorumlar