Edebi-Tarihi

Türk Yayıncılık Tarihini Başlatan Kahraman ‘Tonyukuk’

18

Unesco Türkiye Milli Komisyonu başkanlığında ve kardeş Türk Cumhuriyetleri (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan) ve Moğolistan’ın desteğiyle 2020 yılı “Bilge Tonyukuk” yılı ilan edildi.

Türk tarihinde, yazdıklarını yayınlayarak yüzyıllar ötesine ulaştıran ilk yayıncı, bilinen ilk vezir, ilk özgürlük savaşçılarından, ilk tarihçi, bilinen ilk stratejist ve planlamacı, komutan, savaş dehası, istihbaratçı ve adının yanına daha birçok ‘ilk’ yazabileceğimiz bir büyük devlet adamıdır “Bilge Tonyukuk”.

Uygarlık tarihini değiştirecek olayların yaşandığı Asya bozkırlarında hüküm süren Göktürk Devletinin kağanlarından bile daha çok tanınan veziri olan ve 1300 yıldır tarihin soluksuzca peşinden koştuğu bu kutlu kişiyi anlatmadan önce dilerseniz bir konuya açıklık getirelim.

Sadece güçlü olanların hayatta kalabildikleri dünyanın en zor coğrafyalarından biri olan ve Türklerin uzunca bir zaman yaşadığı bu toprakların adı Orta Asya  diye bilinse de aslında Türkistan’dır. Bu topraklarda sayısız devlet kuran bütün Türk ulusları Türkistan adını kullanmıştır. Günümüzde akademik çevrelerde bile sıkça kullanılan Orta Asya ifadesi ise yalnızca coğrafi bir tanımdan ibarettir.

İş bu Türkistan topraklarında kurulan Birinci Göktürk Devleti 630 yıllarında doğu ve batı olarak ikiye ayrılır ve Çinliler tarafından dağıtılarak fetret dönemine girer. Saltanat devresi kesilir ama Türkler asla tam olarak Çin’in hakimiyetine girmez. Çinliler Göktürklerin yönetici halkı olan idareci boylarını Çin seddinin iç tarafına alarak onları kendi içlerinde eritmeye çalışırlar. Tonyukuk’un soyu da kontrol altındadır. Ve Tonyukuk bu şartlar altında Çin’de doğar. Daha sonra ailesi, Türk hanedan üyeleriyle birlikte ihtilal yapar ve yarım asırlık esaret biter. Büyük mücadeleler ve savaşlar sonrasında Türkistan’ın kalbi olan Ötüken’e (Orhun Vadisi) yerleşirler. Böylelikle yalnız Türk kağanlığının değil günümüze kadar gelecek bütün Türk halklarının tarihleri şekillenmeye başlar.

Bilge Tonyukuk, önce İlteriş Kağan’a on yıl vezirlik yapar. O vefat edince yerine geçen Kapgan Kağan’a ve ondan sonrada Bilge Kağan’a da aynı şekilde hizmet eder. Devleti en çetrefilli zamanlarda kağanlarla birlikte ayağa kaldırır. Bütün Türk devletlerini tek devlet altında birleştirir.

Bilge Tonyukuk, Türk Kağanlığı için neler yaptıklarını önce kendi halkına sonra gelecek nesillere aktarmak için 720 yılında bir abide diktirir. Şu anda Moğolistan sınırları içinde bulunan iki taş halindeki bu abideye işlenen yazılar, dört yüzüne de dokuz ünlü, on dokuz ünsüz harften oluşan Göktürk alfabesiyle ve oyma olarak yazılmıştır. Anıtın müellifi doğrudan doğruya Bilge Tonyukuk’tur. Yazdıkları yüzyıllar sonrasına ulaşsın diye abidelerin sütunlarını granit taştan yaptırmıştır.

Yukarıda yazıtların bilinen ilk Türk yazısıyla taşa kazınarak yazıldığını belirtmiştik. Tonyukuk yazıtlarının başka bir özelliği de diğer yazıtlarda yer almayan birçok sözcüğü barındırmasıdır. Tonyukuk Abidesi edebiyatımızın ilk yazılı metni olması sebebiyle çok önemlidir. Bu yalnızca Türkiye Türk edebiyatının değil bugün Türk dili konuşan bütün halkların ilk edebi metnidir.

Ben bilge Tonyukukum. Çin ülkesinde doğdum. Türk milleti Çin’e tabi idi” diye başlayan abidenin daha ilk satırında Türk Milleti ibaresi yer alır. Bu satırda ve metnin tamamında Türk kelimesi çok açık bir şekilde, pek çok kez geçmektedir. Bu sebeple metin, Türk tarih yazıcılığımız bakımından da çok önemlidir.

Tonyukuk, yazıtlarda Türk kültürünü etkileyecek hiçbir Çin motifine yer vermemiş, Çin hayat tarzının ve şehir yapısının Türkler tarafından kabul edilip benimsenmesine şiddetle karşı çıkmıştır.

Tonyukuk zamanında, Çin hayat tarzına hevesli olanlar Çin’in dinini de kabul etmek istemiş ve mesele kurultaya getirilirmiştir. Tonyukuk bunun mümkün olamayacağını devlet meclisinde Bilge Kağan’ın yüzüne söylemiş, “Kahramanlığımızı ve kendi benliğimizi kaybederiz. Çinlileşir gideriz,” diyerek Budizm’in resmi din olarak kabul edilmesine de engel olmuştur. Ve tüm tarihçilere göre Tonyukuk’un yaptığı en önemli şey budur.

Tonyukuk kendi hayatını ve fikirlerini yazdığı taşları, başkentte halkın en çok gördüğü yere diktirdi. Aslında Tonyukuk Abideleri’nin dikilmesiyle Türk yayıncılığı da başlamış oldu diyebiliriz. Çünkü o günün en önemli yayın araçlarından birisi bengi taşlardı.

Tonyukuk Anıtı, nihayet dikilişinden 1177 yıl sonra F. Klements tarafından bulunur (1897). Anıtı ilk okuyan kişi ise Rus Radloff olur. Ömrünü Türk dünyasını araştırmakla geçiren Radloff bu hizmetleriyle Sultan II. Abdülhamid Han tarafından bir nişanla taltif edilir.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) bu kadim ata topraklarına bir hizmet daha yapar. 2014 yılında abidelere ulaşmak için kullanılan yaklaşık 11 km yolu yaptırarak tüm dünyanın hizmetine sunar.

2020 yılı Tonyukuk yazıtlarının 1300. yılı olarak kaydedilmiştir. Verdiği kararlarla bir milletin kaderini değiştiren Tonyukuk’un 1300 yıl önce diktiği bengi taşlar gören gözlere ve işiten kulaklara öğütlerini söylemeye devam ediyor.

Fatima
"Gurbet eli bizim için yaptılar. Çatısını pek muntazam çattılar. Ölüm ile ayrılığı tarttılar. Elli dirhem fazla geldi ayrılık”.

    Gidecek Yerim Mi Var?

    Önceki içerik

    Mehmet Zahid Kotku Hazretleri

    Sonraki içerik

    18 Yorum

    1. cok guzel ozetlemissiniz. devamini bekliyoruz…

      1. Büşra Hanım çok teşekkür ederim 🙂
        Devamı geliyor inşallah takipte kalınız 🙂

    2. Yine Türk tarihine damgasını vurmuş bir şahsiyeti kaleme almışsınız Fatma hanım.Harika bir yazı daha olmuş.Kısa ama o dönemi en güzel şekilde net bir bilgi vererek anlatmışsınız.Türk tarihini bize özlü ve anlaşılır bir biçimde kaleme aldığınız için çok teşekkür ederim.🤲

      1. Kıymetli Hocam güzel yorumlarınız gayretimizi arttırıyor çok teşekkür ediyorum.
        Türk tarihi ve özellikle İslamiyet öncesi Türk tarihi daima ilgi alanımda olmuştur.
        Sizlerle paylaşmak çok keyifli.
        Yazı dizisi şeklinde devam edecek inşallah 🙂
        Takipte kalın Kıymetli Hocam.
        Hürmetler.

        1. İnşallah zevkle yazılarınızı takip edip okuyacağız.Kaleminize kuvvet Fatma hanım.

    3. Kalemine ve emeğine sağlık. Tarih yazılarına Orhun abideleri ve Bilge Tonyukuk ile başlamak isabetli olmuş. Başarılar dilerim. Keyifli yazılar devamını bekliyorum.

      1. Teşekkür ederim Salihacım 🙂
        Bir tarih öğrencisi olarak senin yorumların ayrıca kıymetli benim için.
        Yazı dizisi şeklinde devam edecek inşallah 🙂

    4. Elinize emeğinize sağlık Fatıma ablacığım keyifle okudum yazını 👏🏻 önceki cümleyi bitirmeden diğer cümlenin vereceği bilgiyi merak ediyo okumak istiyo insan 😊, Bilge Tonyukuktanda Allah razı olsun Türk Milletine çoğu konuda vesile olmuş 👏🏻

      1. Serpil Hanım çok teşekkür ederim.🌹😊
        Güzel yorumlarınız sayesinde şevkimiz ve gayretimiz artıyor.
        Yolculuğumuz sizlerle güzelleşecek inşallah.

    5. Emeginize saglik.. oldukca verimli ve istifade edilebilir bilgiler aldik.. devamini bekleriz..

      1. Metin Bey sokağımıza hoş geldiniz.
        Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
        Takipte kalınız.😊

    6. Yüreğinize sağlık. Tarihi çok zarif aktarmışsınız.

      1. Zeynep Hanım nazik yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.
        Sokağımız sizin teşrifinizle zarifleşti.
        Tekrar bekliyoruz.😊

    7. Çok akıcı ve çok naif bir dille anlatılmış. Tarihi tekrar sevdiren yazın için yüreğine sağlık,kalemine sağlık Fatma’cığım.Devamını sabırsızlıkla okuyacağım.

      1. Fazilet Hanım sokağımıza hoş geldiniz.
        Sizin gibi kıymetli okurların yorumları bizler için çok değerli.
        Teşekkür ediyorum.
        Takipte kalınız 🙂

    8. Fatma ablacım keyifle takip ediyorum,merakla okudum..Yüzyüze dinlemeyi çok isterdim tabi,o ayrı bi lezzet olurdu..Kalemine,yüreğine,emeğine sağlık,yine çok güzeldi..Sevgiyle, muhabbetle 💕♥️🏵️🌺🌷🌹

    9. Merhaba,
      Yazılarınızın ikisini de anca okuyabildim dar bir zamanda değilde keyifle okuyabileceğim geniş bir zaman diliminde okumak için .Ve çok beğenerek de okudum.Çok güzel ,sade insanı yormadan bilgilendiren ,ilgiyle devam ettiren.İnsanı kendi medeniyetinin ışığıyla aydınlatan ne güzel bir yazı olmuş.emeğine sağlık kalemine sağlık.Yeni yazılarında buluşmak dileğiyle .Sevgilerimle

      1. Nejla Hanım çok çok teşekkür ederim.
        Sizin güzel yorumunuzda belirttiğiniz gibi “kendi medeniyetimizin ışığıyla aydınlanmak dileğiyle”.
        Sevgiyle kalın 🙂

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir